CHAKRA'lar

                                   C H A K R A '   l a r  

                                  ( Enerji Merkezleri )

                                                    

            Sanskrit dilinde  " Chakra "  kelimesine baktığımızda tekerlek, çark, halka şeklinde gibi anlamlara geldiğini görürüz. Yoga düşünce sisteminde de Chakra' lar manevi ve simgesel yolla bu anlamı doğrular şekilde enerjinin yoğun olarak toplandığı, enerjisi yükseldikçe dönme hızı da artan tekerlekler, enerji girdapları şeklinde düşünülürler, " Yaşamsal enerji  " olarak bilinen, yaratıcı güçteki dişi karakterli enerjinin ( Prana Shakti ) merkezleri olarak kabul edilirler. Aynı noktalar çeşitli görüşlere göre çeşitli adlarla adlandırılabilir ve anlamlandırılabilir. Örneğin, bir doktora göre bu merkezler kolaylıkla sinir liflerinin toplandığı duyarlı bölgeler olarak kabul edilebilir. Bu yaklaşım doğrudur da, çünkü her Chakra’ nın yakınında onunla ilişki içinde olan bir ya da birden fazla sinir yumağı bulunmaktadır.
            Chakra' ların dönen tekerlekler şeklinde oldukları çalışmalarda elde edilen algılamalar neticesinde ortaya atılmış ve bu konu ile uğraşanlar tarafından ortak duyumsama olarak kabul edilmiştir. Her enerji merkezi kendi titreşimleri ile orantılı olarak dairesel hareketler içinde olmak zorundadır. Enerjilerinin düşük olması titreşimlerinin bozulmasına, dalga boylarının ve frekanslarının değişmesine neden olur, buna karşılık yüksek enerji ile dolduklarında parlak renkler aldıkları duyumsanır ve ortaya çıkan elektromanyetik akımları deney imlenebilir. Zihinsel fonksiyonlarda, düşünce şekillerinde ve onların etkisi ile ortaya çıkan eylemlerde değişimler meydana getirirler. Yüksek enerjiler yakalandığında normalüstü algılamaların uyandığı fark edilir, bunun yanında bedensel olarak da ilgili bölgede enerji yükselmesine ve dengelenmesine sebep olurlar.
            Enerji bedeni üzerinde çalışma yapılmıyorsa, sağlıklı bir fiziksel bedende ve sağlıklı bir ruhsal bedende Chakra' ların birbirine olan enerji oranları, titreşimleri ve enerji akımları uyum içinde olmalıdır. Bir tanesinin titreşimlerini, akımlarını azaltması, etkinliğini düşürmesi, aradaki dengenin bozulmasına neden olur, o bölgeye giden enerji akımları kısıtlanır ve bu uyumsuzluk da ilgili bölge de hastalıklara davetiye çıkartır.
            Her kişinin enerji merkezlerinde faaliyet vardır, bunun olmadığı bir canlı düşünülemez ancak çoğu kişide bu merkezlerin enerjilerinin düşük düzeyde seyrettiği tespit edilebilir. Düşük olan enerjiler nedeni ile ruhsal ve fiziksel dengenin bozulduğu gözlemlenebilir ve çoğu zaman ciddi boyutlara ulaşmadan kişi bunu fark edemez. Yoga çalışmalarında bu enerji dengesizlikleri fark edilmeye, düşük enerjili merkezler uyarılmaya ve diğer enerji merkezleri ile uyum içinde olmasına çalışılır.
            Vücutta yaklaşık olarak bazı kaynaklarda 20 000, bazı kaynaklarda da 72 000 sayısına varan duyarlı noktanın var olduğu kabul edilmektedir. Buna hayati fonksiyon taşıyan her nokta bir Chakra' dır diyebiliriz, Chakra olarak adlandırılan bu noktalar aynı zamanda Akupunktur noktaları olma özelliğinde taşımaktadırlar. Hayati fonksiyon taşıyan bu binlerce Chakra içinden yedi tanesi büyük enerji merkezi olarak kabul edilmiş ve Yoga' nın üzerinde çalıştığı  " Ana Chakra' lar "  olarak değerlendirilmiştir.
            Şimdi bunları vücutta yer aldıkları bölgelere bağlı kalarak aşağıdan yukarıya doğru Sanskritçe ve Türkçe isimleri ile sıralayalım.
1...    Muladhara Chakra       ( Kök enerji merkezi )
2...    Swadhistana Chakra    ( Karın enerji merkezi )
3...    Manipura Chakra         ( Göbek enerji merkezi )
4...    Anahata Chakra           ( Göğüs enerji merkezi )
5...    Vishuddha Chakra       ( Boyun enerji merkezi )
6...    Ajna Chakra                ( Bilgeliğin gözü )
7…   Sahasrara Chakra         ( Taç enerji merkezi )
 
            Bu yedi Chakra' nın enerjisi salgı bezine ( endokrin bez ), sinir ağlarına, organlara ve hatta dokulara kadar uzanarak onların enerji düzeninin sağlanmasına, dengelenmesine ve yükseltilmesine neden olurlar.
            Enerji merkezleri, Muladhara, Sahasrara ve Ajna Chakra' lar ayrı tutulacak olursa omurganın iç tarafında, omurilik üzerinde sıralanmış haldedirler.
            Omurganın Yoga çalışmalarında ve Yoga düşünce sisteminde özel bir yeri vardır. Hatha-Yoga' da omurganın esnek ve sağlam bir yapıda olması istenilerek duruş şekillerinin pek çoğu bunu elde etmeye yönelik olan çalışmalardan meydana gelmiştir ve kişinin omurgası ne kadar esnek ise sağlık yapısının da o kadar iyi olduğu söylenilir. Spritüel (fiziksel ve ruhsal etkilere yol açan mikro düzeyde enerji akımları) çalışmalarda enerji merkezleri ve enerji kanalları omurga ile iç içedir, bu nedenle omurga, dünyanın ekseni olarak kabul edilen efsanevi Meru dağına benzetilerek şöyle denilir;  " Dünyanın ekseni nasıl  Meru dağı ise, vücudun ekseni de  Merudanda' dır. "
            Her enerji merkezinin kendisine özel nitelikleri vardır. Örneğin ; Hepsinin rengi kendisine özeldir, hepsinin belli sayıda, Sanskritçe' de Lotus olarak adlandırılan Nilüfer çiçeğinin yaprakları ile sembollendirilen taç yaprağı bulunmaktadır, değişik frekansta titreşimleri ve ses değerleri taşırlar.

Taç Yapraklarının Önemi

            Chakra' ların sembollerinde gösterilen taç yapraklarına burada kısaca değinmek gerekir. Bunlar yukarıda söylediğimiz gibi Nilüfer Çiçeği' nin ( Lotus  ) yapraklarıdır. Chakra dönen bir tekerlek olarak kabul edildiğinde bu çiçeğin taç yapraklarının da o tekerleğin parmaklarını meydana getirdiği düşünülmelidir. Bu parmaklar enerji merkezinin dönerken yaydığı enerji ışınları olarak değerlendirilir. Bir enerji merkezinin ne kadar çok taç yaprağı varsa enerjisinin de o kadar kuvvetli ve süptil olduğu kabul edilir.
            Taç yapraklarının şekilsel olarak sembolleştirildiği ( Lotus ) olarak adlandırılan Nilüfer çiçeği kişinin ruhsal hayatında bilincinin varması, aşması ve ulaşması istenilen üç aşamayı temsil eder. Bunlar istek, bilgi ve aydınlanmadır.
İstek denildiğinde, yapılacak işe olan isteksizliğin, sonuca varmayı engelleyen azimsizliğin, insanı uyuşukluğa iten tembelliğin, kişiyi yanlışlara sürükleyen sabırsızlığın, düşüncenin yozlaşmasına sebep olan egoistliğin aşılmasıdır.
Bilgi denildiğinde doğru ve saf bilgiye erişilerek onu özümseyebilmek anlaşılır.
Üçüncü olarak anılan aydınlanma, varmak istenilen noktadır. Tüm mistik düşünce şekillerinde olduğu gibi, istenilen, arzulanan ve özlenen durumdur. Yoga felsefesine göre de aydınlanma bilincin en yüksek halini temsil etmektedir. (Samadhi, üstün bilinç hali)
            Yine ( Lotus ), Nilüfer çiçeği, kişinin bilincinin manevi yaşamındaki üç farklı düzeyini temsil etmektedir. En alt basamakta Nilüfer bataklıkta, bir çamurun içinde hayat bulur. Bu, insanın manevi yaşamına başlamadan önceki cehalet dönemini simgelemektedir. Hayat bulan Nilüfer çamurların arasından sıyrılarak suyun içinde kararla yükselmeye başlar. Bu insanın içten gelen arzusu ve kararlılığı ile manevi yaşamda ilerlemesinin simgelenmesidir. Bir gün gelir Nilüfer su yüzüne çıkar, arkasından çiçeğini açar ve istenilen, beklenilen, özlenilen aydınlığa kavuşur.

Siddhi

            Enerji bedeni üzerinde yapılan çalışmalarla Chakra' ların düzenli ve aktif halde getirilmeleri hem bedensel, hem de ruhsal bir yükselmeye neden olur, yeterli enerjiye sahip olduklarında özellikle Ajna Chakra' da ve Sahasrara Chakra' da duyu ötesi algılamalar başlar ve kişi Siddhi adı ile anılan ruhsal güçlere erişir.

Siddha

            Yoga ve meditasyon çalışmaları yaparak kozmik ışığı yakalamış Kundalini Shakti enerjisini yükselterek bunu kullanabilen kişilere Siddha adı verilir.

Chakra’ ların bazı özellikleri  

             Vücudun beden kısmında yer alan beş Chakra, Sushumna Nadi' ye bağlıdır, bunlar vücudun baş bölgesinde yer alan diğer iki enerji merkezine göre daha kolay fark edilip uyarılabilmektedirler ve bunların bir özelliği de Sanskrit dilinde ( Pancha Maha Tattva ) olarak adlandırılan Beş Büyük Evrensel Elementle ilişki içinde olmalarıdır. Bu konudaki bilgilenmeyi enerji merkezlerinin tek tek incelendiği sayfalarda işleyelim. Beş büyük element en kaba olandan en süptil olana doğru şu şekilde sıralanırlar 
Prithvi  Tattva …    Toprak Elementi
Apas Tattva...          Su Elementi
Agni Tattva...          Ateş Elementi
Vaayu Tattva...       Hava Elementi
Akasha Tattva...     Eterik element, uzay, boşluğu dolduran her şey.

Pancha Maha Bhuta

            Bu beş evrensel elementin arkasında Tanmatra olarak adlandırılan, hislerin yer aldığı ve bunların Bhuta' larla (kişinin psişik durumları) ilişki içinde olduğu kabul edilir. Burada da beş büyük psişik durum,  Pancha Maha Bhuta yer alır. Bunlarda yukarıdakilerle aynı adları alsa da bizim psişik durumumuzu, şuur ve bilincimizin hallerini ifade etmek için kullanılır.
            Her Chakra kendisine özel bir enerji üretir ve bunu kendisinin etki alanında olan belli merkezlere yönlendirir, bu enerjiler farklı frekanslara, frekanslarının boyutlarına göre de farklı işlevlere ve özelliklere sahiptirler. Dolayısı ile farklı şuur hallerini ve farklı psişik durumları meydana getirirler. Enerji merkezlerinde ortaya çıkartılan ve değişik bölgelere ulaşan titreşimleri onun enerji akımlarıdır ve akımlar, rüzgâr, esinti anlamına gelen Vaayu olarak adlandırılırlar.
            Japon bilim insanı Dr. Hiroshi Motoyama vücudumuzdaki bu enerji üzerine yaptığı çalışmalarla tanınmış ve çalışmalarda ortaya çıkan enerjiyi ölçebilmek için hassas aletler geliştirmiştir. Çalışmaları ile Yoga uygulamalarında yeterli konsantrasyona ulaşıldığı zaman omurga üzerinde enerjinin yükselerek psişik merkezlerde ve bunun yanında belli organlarda etkiler meydana getirdiğini ortaya koymuştur. Örneğin;  Maha - Bandha uygulandığında ve buna Kumbhaka ilave edildiğinde apış arası bölgesinden hareket eden enerjinin karın bölgesine yayıldığı, buradan Tiroit bezine kadar uzanarak etkisini burada ortaya çıkardığı, bu bezin işlevlerini düzene soktuğu enerjisini yükselttiği anlaşılmaktadır.

Chakra Ve Beyin İlişkisi

            Düzenli çalışmalarla kişi Chakra' larının farkına varabilir, bedensel ve ruhsal fonksiyonlarının tümünü kontrol altına alabilir ve bu fonksiyonlarını istediği gibi kullanma kabiliyeti kazanabilir. Enerjisini istediği merkezlere, organlara, salgı bezlerine yönlendirebilir ve buralarda kullanabilir. Tüm enerji merkezlerini aktif hale getirerek onlara hükmedebilir ve inanılmaz psişik gelişmeler kaydedebilir. Bu şekilde kişi zihinsel ve fiziksel fonksiyonlarını kendi istediği doğrultuda düzenleyebilir.
            Enerji düşünceyi takip etme eğilimindedir, bu nedenle kişinin düşüncesi hangi organ ya da Chakra üzerine yoğunlaşırsa enerji de zihnin yolunu takip edecek ve hedef olan noktaya ulaşacaktır.
            Enerji merkezlerinin işlevleri düşünülerek, felsefi açıdan bakılarak Chakra' ların Yoga' daki anlamlandırma şekli derinleştirilirse onları psişik enerji girdapları olarak nitelendirmemiz belki daha doğru olur.
            Yoga' nın düşünce sistemine göre Chakra' lar bedenimizdeki psişik enerji merkezleridir. Fiziksel bedenimiz  ( Annamaya Kosha )  nasıl kişinin fiziksel anatomisini meydana getirirse, Nadi adı ile anılan enerji kanalları ve Chakra adı ile anılan enerji merkezleri de kişinin enerji bedenini ( Pranayama Kosha )  meydana getirmektedir. 
            Enerji bedeninin işlevlerine kabaca bakılınca, Fiziksel bedenin ( Annamaya Kosha ), Zihinsel bedenin (  Vijnanamaya Kosha ) ve Akılsal bedenin ( Manomaya Kosha ) yönetilmesi, denetlenmesi, buralarda oluşan aksaklıkların düzeltilmesi gibi değişik fonksiyonlara sahip olduğu kanısına varılır.
            Her Chakra vücudun belirli bir bölgesi ile alakalı olduğu kadar, beyinin belli bir bölgesi ile de ilişki içindedir. Güçsüz düşen Chakra' ya ait olan beyin bölgesi de bu güçsüzlükten ve iletişim bozukluğundan, enerji azalmasından nasibini alır, fonksiyonlarını yavaşlatmak ya da işin ciddiyetine göre durdurmak zorunda kalır. Fonksiyonu yavaşlatma işlemi tek bir enerji merkezinde meydana gelirse yavaşlamanın ciddiyetine göre bedensel ve ruhsal hastalıklar ile o bölgede güç kaybı, daha kötü olarak duyusal, duygusal ya da fiziksel felç oluşabilir, tüm Chakra’ lar da ki faaliyetin durması ise ölümü meydana getirir. Bu nedenle her canlının enerji merkezleri faaliyet içindedir ama istenilen düzeyde faaliyet gösterdiklerini söylemek maalesef mümkün değildir, çoğu kişide Swadhistana Chakra' nın üzerinde olan enerji merkezlerinin çok düşük düzeyde çalıştıklarını söylemek yanlış olmaz.

Alt Dünya

            Psişik açıdan bakıldığında bu yedi enerji merkezinin altında bacaklarda yer aldığı düşünülen, yine Shakti' nin enerjisi tarafından desteklenen, ilksel duygu ve düşünceleri ortaya koyarak hayvansal yaşamın gereklerini yerine getiren " Alt Dünya "  olarak adlandırılan yedi enerji seviyesinden bahsedilir. Bunlar Atala-Lokha, Vitala-Lokha, Satala-Lokha, Talatala-Lokha, Rasatala-Lokha, Mahatala-Lokha, Patala-Lokha adları ile anılırlar.

Üst Dünya

            Yedi ana enerji merkezi ile uyuşan ve  " Üst Dünya "  olarak anılan, insanın psişik yapısını ortaya koyan, yine Shakti tarafından desteklenen beş enerji seviyesi yer alır. Bunlarda Muladhara Chakra' dan başlayarak enerji merkezleri ile uyum içindedirler ve alttan yukarıya doğru şu şekilde sayılabilirler.
1  :::   Bhu - Lokha
2  :::   Bhuvah - Lokha
3  :::   Svah - Lokha
4  :::   Maha - Lokha
5  :::   Jnaha – Lokha
Shiva' nın enerjisinin etkisi altında olan  Ajna Chakra' nın seviyesi  Tapa - Lokha' dır.
Yedinci enerji merkezi olan Sahasrara ChakraShiva ve Shakti enerjilerinin birleşim noktasıdır, buradaki bilinç düzeyi de Satya - Lokha adını alır.
            Vücudumuzun alt kısımlarında yer alan  Muladhara, Swadhistana, Manipura Chakra' lar dünyasal yaşamda gerekli olan işlevlerin bilincini yönetmektedirler.
            Anahata Chakra' dan  ( Göğüs enerji merkezi )  yukarıya doğru çıkıldıkça incelen şuur halleri ortaya çıkar, algılama kabiliyeti  gelişir ve algılama kabiliyeti şekil değiştirerek kaba olanların ( dünyasal, maddi ) yanında daha ince düşüncelerde ( evrensel, manevi, mistik ) algılamaya başladığı, evrensel düşünceye önem verdiği fark edilir.
            Boyun bölgesinde yer alan Vishuddha Chakra ve baş bölgesinde yer alan Ajna Chakra uyarıldığında Akasha Tattva, yani Eterik element seviyesine gelinir, burası zihin ve şuur mekânı olarak adlandırılır, kişi normalde herkes tarafından algılanılan üç boyutlu ( duyu organlarımızla algılayabildiğimiz ) mekânın üzerinde bir algılama kabiliyetine erişir, farkındalığı artar. Bilinmeyen mekânları da algılama, sezinleyebilme becerisine ulaşılır. Bu, enerji merkezlerinin açılarak dalga boyutlarının, frekanslarının değişmesi, güçlenmesi ve hızlanması ile ortaya çıkmaktadır.

Chakra Ve Karakter ilişkisi

            Chakra' ların her biri diğerinden bağımsız hareket edebilmektedir. Bu nedenle üzerinde çalışılan Chakra kendi karakteristik özelliklerini ortaya koyarak bilinci etkileyecektir.
            Yoga ve meditasyon çalışmaları yapılıp, enerji yükseltilerek yönlendirilmemişse, ruhsal ve bedensel kontrol çalışmaları yapılmamışsa, doğal ve yapısal olarak kişinin hangi enerji merkezinin enerjisi diğerlerinden daha baskın olursa kişi yaşadığı ortamı o pencereden görecek, o enerji merkezinin özelliklerine göre kendi hal ve hareketlerini, hatta psişik yapısını düzenleyecek, karakter yapısı da buna uygun olarak şekillenecektir.
            Bu şekillenme, kişinin düşünce sistemine, yetiştirilme şekline, toplumun değer yargılarına ve buna benzer içsel ve dışsal etkenlere bağlı olarak oluşacaktır. Belli merkezlerindeki enerji, diğerlerine göre daha aktif hale gelerek kendi özelliklerini ön plana çıkaracak, bu onun kişilik yapısının oluşturulmasında ve sürekliliğinde rol oynayacaktır.
            Burada Yoga yolunda yapılan çalışmaların önemi bir kez daha ortaya çıkar. Disiplin altına alınmış bir zihin yapısı ile Chakra’ ların enerji yapılarını denge içine sokmak ve yükseltmek tam bir inanmışlıkla çalışan kişiyi istenmeyen duygu, düşünce ve davranışlardan kurtaracak, ona daha iyi bir karakter yapısı oluşturmasında yardımcı olacaktır.
                                        
                                               Omurga üzerinde enerji merkezlerinin yerleri                    
            Chakra' ları enerjilerinin yüksel olması kişinin yeni maharetler sergilemesine yol açar, o zamana kadar ilgi duymadığı, resim, müzik gibi pek çok konudan birisine ya da birkaçına yeteneğinin olduğunu anlar ve bu konuda başarılı eserler meydana getirir. Bazen kişinin yaşadığı ortamı terk ettiği kendisine daha huzurlu bir mekân seçerek orada yaşamaya başladığı görülür, ilgi alanlarının sert bir şekilde değiştiği fark edilir. Bu değişiklikleri çeşitlendirmek her zaman mümkündür.
            Bazı çocuklarda Chakra' ların doğum anından itibaren açık olduğu fark edilebilir. Genelde bu çocuklar fark edilirlerse, yetenekli ya da dahi olarak kabul edilirler. Uygun ortam sağlanırsa bu yeteneklerini ortaya koyarlar, uygun ortam sağlanamadığında ise Chakra' lar kapanır, yetenekler söner ve kaybolur.
            Chakra' ların psişik yönden değerlendirilmesi, uyandırılması ve temizlenmesi Spritüel yola çıkabilmek için önemlidir. Daha evvel söylediğimiz gibi çoğu insanda enerji merkezleri faaliyetlerini minimum düzeyde göstermektedirler, potansiyel enerjileri uyku halindedir. Aynı şekilde kendileri ile ilgili olan beyin bölgelerinde de bu uyku hali geçerlidir, aktiviteleri minimum düzeydedir. Çalışmalar yapılarak enerjilerinin yükseltilmesi, bir anlamda uyandırılmaları ile kişinin gelişiminde önemli yere sahip oldukları da anlaşılır, uyandırılan ve faaliyetleri yükseltilen, diğer enerji merkezleri ile belirli bir dengeye kavuşan her Chakra kendi özelliklerine göre, aklımızı ve bilincimizi de değişikliğe uğratacaktır.

Akıl

            Aklımız  ( Manas )  tüm yaşantımızı düzene sokandır. Sevgilerimiz, nefretlerimiz, insanlarla ilişkilerimiz, acılarımız, sevinçlerimiz, başarılarımız ve başarısızlıklarımız aklımızın kalitesinin sonuçlarıdır. Aklımız disiplin altına alındıkça, kalitesinin geliştiği ve Yoga' nın istediği saf akıl ( Chitta Suddhi ) durumuna geldiği fark edilir. Bunun içinde Chakra' ların ve onun bağlı olduğu beyin merkezlerinin temizlenmesi gerekir.

Chakra Ve Karma İlişkisi

            Yoga' nın düşünce tarzına göre Chakra' lar bizim Karma' larımızın ve Samskara' larımızın toplandığı, depolandığı noktalardır. İyi ve kötüler, sevinçler ve kederler, negatifler ve pozitifler burada yan yana bulunurlar. Enerjilerini yükseltme ve özellikle temizleme çalışmaları yapıldığında o enerji merkezi ile alakalı olan ve bilinçaltına atılmış duygu ve düşünceler ortaya çıkar, kişi bunlarla yüzleşmeye hazır olmalıdır. Yüzleşmenin gerçekleşmesi için kişi, bilinçaltından kopup gelen olaylara tarafsız bir gözle bakabilmeli, kendisini asla haklı bulabilmek için çaba sarf etmemeli ve olayları kabul ederek özür dilemeli ve zihninden uzaklaştırmalıdır. Bu, karma depolarının boşalmasına neden olacak ve Chakra' yı temizleyecektir.Bilinçaltında depolanmış olan her şey olayın olduğu anda enerji merkezinin ortaya koyduğu enerji değişimlerinin beyin tarafından algılanıp benimsenmesi ile ortaya çıkar.
            Burada aklımızı enerji merkezlerinin enerjileri ile uyum içine sokarak bu enerji merkezlerimizi saflaştırdığımızda ortaya çıkabilecek duygu ve düşünceleri takip ederek ufak bir serüvene atılalım.

Enerji Merkezleri ve Kişilik Yapısı

            Yoga çalışmaları yaparak kendisini disiplin altına almamış hemen hemen herkes de en aktif olarak çalışan enerji merkezi Muladhara Chakra ve buna bağlı olarak Swadhistana Chjakra’  dır. Bu ikisi birbirlerini destekleyerek ortak hareket ederler, hayvansal gelişimde en yüksek Chakra olarak kabul edilirler. Bu, bir noktada herkesin cinsellikle neden bu kadar ilgili olduğunu da bize anlatır. Kontrol altına alınmamış olan Muladhara Chakra' da enerji yükseldikçe cinsel yaşamın yeri ve rolü büyümeye başlar, bu nedenle enerji merkezlerinin Ajna Chakra ile bağlantısı ve dengesi önemlidir. Ajna Chakra' nın enerjisi, diğer enerji merkezleri üzerinde kontrol görevini de üstlenmektedir.
            Swadistana Chakra enerjisinin etkisi altında kalan kişi genelde ihtiraslarına ve isteklerine yenik düşen kişi olarak tanımlanır. Muladhara ve Swadhistana dünyevi hazların ortaya çıktığı merkezlerdir. Erkeklerde Muladhara, kadınlarda Swadhistana Chakra' da bilincin takılı kalması kişinin duygusal tatminlere yönelmesine sebep olur. Swadhistana' nın enerjisi kontrollü olarak yükseltildiğinde sevinç ve tatmin duygusunun benliği kapladığı fark edilir.
            Manipura Chakra enerjisinin yüksek olduğu durumlarda kişinin kendisini beğenmişlik duygusu içine düştüğü gözlenir. Hareketli, aceleci, hatta saldırgan davranışlar sergilenir, zamanla bu iddiacı ve rekabetçi bir kişilik yapısının oluşmasına neden olur. Çalışmalarla kontrollü olarak enerji yükseltildiğinde ise dengeli bir düşünce şeklinin geliştiği doğru kararlar alınabilmek için acelecilikten, kendini beğenmişlikten uzaklaşıldığı ortaya çıkar.
            Akıl daha da saflaştırılarak Anahata Chakra' ya kontrollü olarak yükseltildiğinde kişi daha duyarlı ve daha şefkatli davranışlar sergiler, doğru ile yanlışı ayırma yetisi gelişir, içinde büyük bir mutluluk ve tatmin duygusu oluşur. Pek çok yerde bu mistik düşüncelerle ifade edilmeye çalışılmış ve İshta Devata ( kişinin kendi seçtiği tanrısı ) olarak anlamlandırılan " yaratıcı tanrının parlak formunun görülmesi " olarak tarif edilmiştir.
            Akıl Vishuddha Chakra' ya ulaştığında kişi dünyasal yaşam ile spritüel yaşam arasındaki farkı görmeye başlar. Manevi yaşamın kendisine sunduğu psikolojik rahatlığı tadar. Dünyasal düşüncelerin birer bağ olduğunu, onlardan kurtulmak gerektiğinin farkına varır. Kişisel benlik duygusunu yenerek evrensel olmanın ne demek olduğunu anlamaya başlar.
            Akıl Ajna Chakra' ya yükseldiğinde yaratıcı güç tanınmaya başlanır. Karşılıksız sevginin ne olduğu anlaşılır, sevgi ve bilgelik ön planda tutularak yaşam tarzı ona göre planlanır. Kişi Ajna Chakra' nın ortaya koyduğu duygu düşünce ve enerjileri özümlediğinde bu noktadan geri dönmek istemez ve daha fazlasına ulaşmak için Samadhi' ye hazırlanmaya başlar. Diğer enerji merkezlerinin arzu ve isteklerini kontrol edebilir.
            Enerji merkezleri tek tek aşılırken sinir sisteminizde uyarıldığı, disiplin altına alındığı beyinde, uyarılan sinir sistemi ve enerji merkezi ile ilişkili olan bölümün uyarıldığı, enerjilerinin yükseldiği fark edilir, bu uyarılmanın yüksek düzeyde olması ve düzenli çalışmaların yapılması beyinde uyku halinde olan, aktifliğini gösteremeyen kısımlarında uyanmasına, aktif hale gelmesine neden olacaktır. Yukarıda da söylediğimiz gibi bu değişimden dolayı kişide bazı yeteneklerin geliştiğini görebilmek mümkündür.
            Aklı Sahasrara Chakra' ya yükseldiğinde ikilikler ( dualite ) tamamen kaybolur kişi için her şeyin birliği vardır, evrensel şuur ile kendi şuurunun bir olduğunun farkına varır. Bu birlik onu Nirvikalpha Samadhi olarak adlandırılan noktaya ulaştırır. Bu son değildir. Enerji merkezleri saflaştırılarak Nirvikalpha  Samadhi durumu yakalandığında ve Kundalini enerjisi Sahasrara Chara' ya kadar yükseltildiğinde  Shakti ile Shiva güçlerinin bir olması kaçınılmazdır. Bu birleşme ile de Asamprajnata Samadhi (Ruhsal değişimleri durdurma) durumuna ulaşılır.

Kshetram

            Ana enerji merkezleri üzerine yapılan çalışmalarda bu enerji merkezlerinin omurilik üzerinde olan odak noktalarının daha kolay duyumsanabilmesi için kullanılan, vücudun ön tarafında yer alan iz düşümleri Ksethram olarak adlandırılır..Bilinmektedir ki dışsal bir nokta üzerinde dikkatin yoğunlaştırılması daha kolaydır. Konsantrasyon bu dışsal noktadan kolaylıkla içsel noktaya çekilebilmekte ve istenilen duyumsamalar daha kolay yakalanabilmekte aynı zamanda enerji merkezinin odak noktası hataya meydan vermeden bulunabilmektedir.
            Merudanda olarak adlandırılan omurganın iç tarafında zihinsel olarak konumlandırılan dört ana enerji merkezinin ve Ajna Chakra' nın odak noktaları ile Kshetram’ ları arasında sinir lifleri tarafından oluşturulan bir bağın var olduğu kabul edilir. Bu nedenle de Kshetram noktasının yeteri kadar uyarıldığı durumlarda bu uyarı şaşmadan enerji merkezinin odak noktasına kadar uzanır. Özellikle, enerji merkezlerinin farkındalık ve temizleme çalışmaları olarak bilinen Kriya Yoga' da Kshetram üzerine odaklanılarak buradan alınan enerji ve duyumsama Chakra üzerine taşınarak o enerji merkezinin özelliklerine bağlı olarak ruhsal ve bedensel saflaştırma çalışmaları uygulanır.
            Kshetram ın uyarılabilmesini kolaylaştırmak için enerji merkezlerinin eller üzerindeki bağlantılarından yararlanılır. Bu bağlamda her enerji merkezi için Hasta Mudra olarak adlandırılan özel el tutuş şekilleri kullanılır.
            Muladhara  Chakra' nın ve Sahasrara Chakra' nın  Kshetram ı  yoktur.
            Muladhara  Chakra' nın farkındalığının oluşturulması için  Om  Mantra’ sından, bu Mantra’ nın söylenirken ortaya çıkardığı  titreşimlerin zihinsel olarak göğüs de yakalanması, apış arasına kadar çekilmesi ile elde edilen duyumsamalar kullanılır. Bu noktanın farkındalığı titreşimin duyumsanması bölgedeki ısınma ve kırmızı rengin algılanması ile ortaya çıkar.
            Sahasrara Chakra için ise enerjinin bu noktaya çıkması beklenmelidir. Enerji yükseldiğinde başın tepe noktasında  ( bıngıldak civarında ) serinleme ya da ısınma ile birlikte meydana gelen titreşimlerle kendisin belli eder. Hatta baş üzerinde tutulan ellerde bunu his edebilmek mümkün olur.

Enerji Merkezlerinin Kabaca Konumları ve Kshetram’ ları

            Swadhistana  Chakra' nın omurga üzerindeki yeri leğen kemiği ile bel omurlarının birleşim noktasında, omurilik üzerindedir. Kshetram’ ı ise dik durulduğunda göbek deliğinin iki parmak kadar altında yer alır. Bu noktaya konsantre olunarak dikkat enerji merkezine kaydırıldığında ısınma, titreşim ve turuncu renk algılanır.
 
            Manipura Chakra' nın yeri omurga üzerinde bel omurlarının ilk kemiği olan L - 1 ile sırt omurlarının son kemiği olan Th - 12 arasında omuriliğinin üzerinde yer alır. Kshetram’ ı ise dik oturulduğunda göbek deliğinin üç – dört parmak kadar üzerindedir. Bu noktaya konsantre olunarak dikkat enerji merkezine kaydırıldığında ısınma, titreşimler ve sarı renk duyumsanır.
 
            Anahata Chakra' nın omurilik üzerindeki yeri sırt omurlarının altıncısının bulunduğu noktadadır. ( Th – 6 ).  Kshetram’ ı ise göğüs kemiğinin bitim noktasına elimizi yerleştirdiğimizde, bu kemiğin dört parmak kadar üzerindedir. Bu noktaya konsantre olunarak dikkat enerji merkezinin üzerine taşındığında ısınma ya da serinleme, titreşimler ve yeşil renk duyumsanır.
 
            Vishuddha Chakra' nın yeri boyun omurlarının orta noktasında, omurilik üzerindedir. ( C – 5 ). Kshetram’ ı ise boyunun ön tarafında kalkan bezi adı ile anılan noktanın hemen üzerindedir. Bu noktaya konsantre olunarak dikkat boyun omurlarının orta noktasına çekildiğinde bazen ısınma, çoğu zaman ise serinleme ve ferahlık hissi, titreşimler ve parlak çivit mavisi renk duyumsanır.
 
            Ajna Chakra, anatomik olarak bakıldığında yeri iki beyin yarım küresinin arasında, her iki yarım küreyi birbirine bağlayan köprü üzerinde, Hipotalamus ile Talamus arasındadır. Kshetram’ ı ise iki kaşın orta noktasının bir parmak kadar üzerinde Bhrumadhya olarak adlandırılan noktadadır. Bu noktaya odaklanıldığında, ya da bu noktadan dikkat Ajna Chakra üzerine çekildiğinde serinleme ve rahatlama hissi ile koyu mavi renk duyumsanır.
            Daha sonra yeniden değinecek olsak da Hint geleneklerinde Bhrumadhya noktasının özel bir önemi vardır ve burası kırmızı renkte ya da safran ile sarı renkte boyanır. Kırmızı renkte boyandığında Tilaka olarak, sarı renkle boyandığında ise Kumkum olarak adlandırılır.
            Enerji merkezleri üzerine yapılan çalışmalarda, bu çalışmayı kolaylaştırmak, duyumsamaları artırmak amacıyla Mantra’ lardan, Yantra’ lardan ve Mandala’ lardan istifade edilir.

Mantra

            Pek çok yerde ( sihirli söz )  ya da ( kutsal söz )  şeklinde algılanan Mantra kelimesi aslında iki kök sözcüğün birleşmesi ile meydana gelmiştir. Bunlar Man ve Tra kök sözcükleridir.
            " Man " kök sözcüğünü değerlendirdiğimizde  " Manas " olarak anılan akıl anlamına gelen sözcüğün de kökü olduğunu anlarız. Yine aynı şekilde " Tra " kök sözcüğü de  " Trayade "  serbest bırakmak, özgürleştirmek anlamına gelen kelimenin kök sözcüğüdür. Bu anlamlar ışığında hareket edildiğinde Mantra aklın serbest bırakılması olarak değerlendirilebilir.
            Chakra' lar üzerine yapılan çalışmalarda da Mantra’ lardan istifade edilir. Mantra söylenilirken ortaya çıkan ses değerinin enerji merkezlerini etkilediği dolayısı ile duyumsamalarını artırdığı, enerjinin bu noktada daha fazla yoğunlaşmasına neden olduğu ve kendisine özel etkilerini oluşturdukları düşünülür. Mantra ile bir olmuş olan zihin enerjiye yol göstericidir.
            Mantra’ ların bir özelliği de söylenilirken ortaya çıkarılan ses titreşimleri nedeni ile serbest bırakılmış beyin dalgalarının frekans boyutlarının yükselmesini sağlamalarıdır. Bu yolla Manta’ lar söylenilerek evrensel enerjinin frekans boyutları yakalanmaya ve onunla bir olunmaya çalışılır.

Enerji Merkezlerinin Mantra’ları

            Yedi ana enerji merkezinin altı tanesinin ortak kanı olarak kendisine özel ses değerleri olmasına rağmen Sahasrara Chakra için farklı düşünceler kabul edilmiştir. Kimi ekollerde onunda Mantra’ sının Ajna Chakra' da olduğu gibi evrensel Mantra olarak kabul edilen Om sesi olduğu düşünülürken, kimi ekollerde sessizliğin sesinin Sahasrara Chakra' nın Mantra’ sı olduğu kabul edilir ve içsel sessizliğin yakalanması " Mauna " istenilir.
            Ana enerji merkezlerinin Yantra’ ları ( şekilsel sembolleri ) üzerinde belirtilmiş olan Mantra’ ları şöyledir;
Muladhara Chakra       LAM
Swadhistana Chakra    VAM
Manipura Chakra         RAM
Anahata Chakra           YAM
Vishuddha Chakra       HAM
Ajna Chakra                  OM
Sahasrara Chakra        OM
            Bunun dışında her enerji merkezinin Yantra’ sı üzerinde, lotus yapraklarına yazılı olan uyumlu oldukları ses değerleri de vardır. Bu değerleri Cahakra’ ları anlatırken görelim.
            Özellikle toplu çalışmalarda Mantra’ ların söylenilmesi motivasyonu artırarak hem çalışmayı olumlu yönde etkilemekte, hem de çalışan kişilerin beyinsel frekans boyutlarının aynı düzeye ulaşabilmesini sağlamaktadır. Bunun için sesi kullanma ve algılayabilme kabiliyetinin gelişmesi gerekir.

Yantra

            Geometrik sembollerden meydana gelmiş olan resimler Yantra olarak adlandırılmaktadır. Chakra' ların özelliklerinin ifade edilmiş olduğu Yantra’ lar olduğu gibi ilk bakışta sadece çizimler ve renkler olarak algılanabilecek Yantra’ ları da görebilmek mümkündür.
            Chakra ları ifade eden yantra lar, enerji merkezine ait özellikleri sergilemekte, dolayısı ile kişinin o enerji merkezinin özelliklerini daha kolay anlamasına yardımcı olmaktadır. Enerji merkezini ifade etmeyen diğer Yantra’ lar ise zihinsel enerji boyutlarını istenilen seviyeye yükseltmek için kullanılmaktadırlar. Her enerji merkezini uygun zihinsel enerji boyutuna yükseltecek Yantra’ lar bulunmaktadır.
            Kelime anlamına baktığımızda Yantra’ nın da birleşik isim olduğunu görürüz.  " Yan "  ve " Tra " köklerinden meydana gelmiştir.  " Yan "  alıkoymak, bekletmek anlamına gelmektedir. " Tra " ise  " Trayade "  özgürleştirmek anlamına gelir. Bu bilgiler ışığında Yantra, bekleterek özgürleştirmek anlamına gelmektedir.
            Yantra çalışmalarında da dikkat Yantra üzerinde toplanarak serbest bırakılır ve farkındalık zaafa uğramazsa, dalgınlığa ve uykuya yenik düşülmezse, yapılan çalışmadan alınacak sonuca olan inanç sarsılmazsa bir müddet sonra Yantra’dan yayılan enerjinin bizi içine çektiği duyumsanır. Bu çekilişe karşı konulmadığında farklı zihinsel dalga boyutları deney imlenir ve Chakra’ ların enerji boyutları belli seviyeye yükseltilir.
            Her Chakra' nın kendisine özel olan sembolü, o enerji merkezi üzerinde çalışırken Yantra olarak kullanılabilir. Çalışmalarda tüm dikkat seçilen şekil ya da nesne üzerinde toplanır ve bekletilir, zihin boşaltılır, maddi düşüncelerden, günlük kaygılardan yavaş yavaş uzaklaşılır, bu serbestlik onun seçilen Yantra üzerinde yoğunlaşmasını kolaylaştırır. Daha sonra meditasyon ve farkındalık uygulanarak, zihin ile enerjiye yol gösterilir.

Mandala

            Bunlar özellikle enerji merkezlerinin Yantra’ ları üzerinde uygulanır, bir anlamda Yantra’ ların resimlerle anlamlandırılmış şekilleridir diyebiliriz. Bu resimler daha çok mistik anlamda enerji merkezinin gücünü, niteliklerini ortaya koyar şekilde tasarlanmışlardır. Mandala’ lar üzerinde çalışılarak enerji merkezleri üzerinde bilgi sahibi olunabilir.

Chakra lar ve Enerji

            Enerji merkezleri üzerine yapılan çalışmalarda bilinmesi gereken konulardan bir tanesi de meditasyon tekniklerinin uygulanması, konsantrasyonun, görselleştirme ve algılama kabiliyetinin artması ile deney imlenebilecek dalga boyutlarının fiziksel bedenimizdeki farkındalığına erişmektir. Bu farkıdalık yakalandığında Chakra’ lar üzerine çalışabilmek, onların enerjilerini dengeleyebilmek ve bu dengeyi muhafaza ederek yükseltebilmek, yükselen enerjiyi de sağaltımsal amaçlarla kullanabilmek mümkün olur.
            Yoga' nın tüm spritüel çalışmalarında olduğu gibi deney imlenmeden bu konuyu da zihnimizin ve mantığımızın kabullenmesi oldukça zordur. Çünkü aklımız nesneleri düşünme alışkanlığına sahiptir, bunun dışına çıktığında bocalar, şaşırır ve kabul etmek istemez. Oysa tüm yaşantımıza gerçekleri arayan bir gözle baktığımızda yaşantımızın ve hatta tüm evrenin elektromanyetik dalgalarla düzenlendiğini, enerji kuantlarının (Eloktromanyetik enerjinin ölçülebilen en küçük birimi.) birbirlerini etkilemeleri ile şekillendiğini söyleyebiliriz.
            Vücudumuzdaki her hücre atomlardan meydana gelmiştir, atomlarda atom altı olarak adlandırılan kuant taneciklerinin özelliklerine sahiptir, yani hepsinin elektromanyetik bir alanı ve kendisine özel titreşimleri (rezonansı) vardır. Aynı özellikleri taşıyan atomlar, maddenin ( burada hücrenin )  yapısını oluştururlar. Hücreler dokuları, dokular organları meydana getirirler. O halde her organ için kendisine özel elektromanyetik alanının olduğunu, belli frekans ve dalga boyutlarına sahip olduğunu söyleyebiliriz. Belli bölgelerde toplanmış olan farklı fonksiyonlar gösteren organların, salgı bezlerinin, idareci konumunda olanları da  " Chakra "  olarak adlandırılan enerji merkezleridir. Enerji merkezleri ile organlar, organlar ile enerji merkezleri arasında sürekli bir iletişimin var olduğunu söylemek yanlış olmaz.
            Her enerji merkezi kendisi ile ilgili olan bölge içinde yer alan organ ve dokuları kendi enerjileri ile beslryerek daha sağlıklı olmalarını, fonksiyonlarını daha iyi gösterebilmelerini meydana gelmiş olan rahatsızlıklarından kurtulabilmelerini sağlamaktadır. Bunu gerçekleştirmek için anatomi bilgisine sahip olmak gerekir. Aşağıdaki şemayı dikkatlice inceleyerek bu konuda bilgi sahibi olabiliriz.

            Fiziksel bedenimizin sağlığı açısından baktığımızda. Sağlıksız olan hücre ya da dokulardaki rezonans bozukluğunun rahatsızlık olarak ortaya çıktığı, bununda organı ve tüm vücudu negatif yönde etkilediği anlaşılır. Chakra’ lar üzerinde yapılan enerji çalışmaları, bunların enerjilerinin yükselmesine buna bağlı olarak da organ ve dokuların bundan pay almalarına, yüksek ve sağlıklı titreşimlere sahip olarak faaliyetlerini devam ettirebilmelerine neden olmaktadır.
            Bu çalışmalarla kişinin kendisini daha dinç ve sağlıklı his etmesi, stresten uzaklaşması ve fiziksel bedeni ile ruhsal yapısını daha sağlıklı bir hale getirmesi mümkün olur.

Chakra lar ve beyin fonksiyonları

            Enerji merkezlerinin her birisinin beyinin belirli noktaları ile bağlantı içinde olduğu dolayısı ile enerji merkezlerinin temizlenmesi, enerjilerinin istenilen düzeye çıkarılması ve diğer enerji merkezleri ile dengelenmesi halinde beynin ilgili merkezlerinin de enerjilerinin yükseleceği, dengeleneceği ve hatta kullanılmayan kısımlarının aktif hale geleceği düşünülür.
            Tüm vücudumuzda yer alan hücreler gibi beyin hücrelerimizde belli frekansta titreşimler üretmektedir. bu nedenle üretilen her düşünce, her algı elektromanyetik rezonans değeri olan enerji anlamına gelmektedir. Bu enerjinin sürekli akışı ile beyinsel aktivitemiz ortaya konmaktadır. Kabaca söyleyecek olursak, düşüncelerin eyleme dönüşmesi üretilen bu sinyallerin ilgili organa ulaşması, burada rezonans meydana getirmesi ile oluşmaktadır. Bunun terside organın ya da algıların beyini uyarmasıdır.
            Enerji merkezlerinin kontrol altına alınması ile beyinsel fonksiyonlarımızda denetim altına alınacaktır, bu denetim bizi streslerimizden rahatsız eden, ya da olmaması istenilen pek çok duygu ve düşünceden kurtaracaktır. Bunu gerçekleştirebilmek için Chakra’ lar üzerine meditasyon yapılarak o enerji merkezi için negatif yönde karakteristik olarak belirlenmiş ruh hallerinden ve davranış biçimlerinden kurtularak pozitif yönde olanlarını kuvvetlendirmek, o enerji merkezi tarafından bilinçaltına atılmış Karma’ lardan kurtulmak hedeflenir ve her enerji merkezi için ayrı ayrı çalışmalar yapılır.

Granthi ( Pisişik Düğümler )

            Yoga nın düşünce sisteminde enerji merkezlerinin açılması, enerji düzeylerinin yükselmesi ve dengelenmesi ile bu enerji merkezlerinin istenmeyen psişik özelliklerini ortaya koyan ve Granthi olarak adlandırılan üç psişik düğümün çözüleceğine inanılır.
            Granthi' lerin özellikleri bizi, Maya olarak adlandırılan dünya nimetlerinin oluşturduğu, duyu organımız tarafından algılanan kalıcılığı olmayan âlemin, kalıcı olduklarını düşünerek peşinden koşup değer verdiğimiz şeylerin içine çekmeleridir. Granthi' ler de Maya' nın gücünden haberdar olmanın farklı evrelerini temsil ederler.
            Maya' lara olan bağımlılık gelişerek önem kazandıkça kişi Yoga yolundan, varmak istediği noktalardan uzaklaşarak dünyasal yaşamın esiri olmaya başlar. Daha saf, daha temiz duygularla Yoga yolunda ilerlen ilmesi isteniyorsa bu üç psişik düğüm ( Granthi ) açılarak aşılmalıdır. Bu düğümler insanın psişik gelişmesi önünde engeller meydan getirdikleri gibi Kundalini Shakti enerjisinin uyanmasının önünde de engel olarak kabul edilirler ve bu enerjinin Sushumna Nadi üzerinden yükselmesini engellerler.
            Eski yazmalarda bu düğüm noktaları Brahma, Vishnu ve Rudra adları ile anılırlar ve vücudun değişik bölgelerinde bulunurlar. Bunları bulundukları bölgelere göre alttan başlayarak sayarsak Brahma Grandhi, Vishnu Grandhi ve Rudra Grandhi olarak sıralayabiliriz.
                1 :::   Brahma  Grandhi   =   En altta yer alan psişik düğümdür. En alt enerji merkezi olarak kabul edilen Muladhara Chakra  ( Kök enerji merkezi ) nin psişik düğümü olarak kabul edilirse de Muladhara Chakra ve Swadhistana Chakra' nın enerjileri üzerine hükmederek kişinin ilksel dürtülerini ortaya koymaktadır.
            Brahma Grandhi kapalı olduğu zaman kişi bencil duygularının esiri olarak fiziksel zevklerinin peşinden koşan, maddiyata önem veren görünüm sergiler. Manevi açıdan kendisini olumsuzlukların içine terk etmiş olarak yorumlanır. Tüm bunlar kişinin, Avidya olarak adlandırılan cehaletin zincirleri ile bağlı olduğu anlamına gelir.
            Bundan kurtulmak için kişi terk edişin çabaları içine girmeli, Muladhara ve Swadhistana Chakra' ların açılması, enerjilerinin Ajna Chakra’ nın kontrolü altında, diğer enerji merkezleri ile uyumlu olarak yükselmesi için çaba sarf etmeli ve cehaletinin zincirlerini kırmalıdır.
                2 :::   Vishnu Grandhi   =   İkinci düğüm noktasıdır. Vücudumuzdaki yedi ana enerji merkezinin orta noktasında yer alan Anahata Chakra’ nın  (Göğüs enerji merkezi) bulunduğu noktadadır. Tutkularımızın, hırslarımızın ve bunlardan kaynaklanan istenmeyen duygularımızın, düşüncelerimizin tetikleyici noktası olarak kabul edilir.
            Düğümün kapalı olması halinde kişi kararsız gelişim ve değişimler içindedir. Duyumsamalarının ve duygularının kölesi olarak yaşar. Aşılamayan duygular Yoga yolunda ilerlemenin önünde engeller meydana getirir.
            Kişinin Jeevatman olarak adlandırılan kişisel öz benin etkisinden kurtularak Paramatman olarak adlandırılan evrensel öz bene doğru ilerlemesi için atacağı ilk adım bu düğümün çözülmesidir. Bu düğüm çözüldüğünde Maha - Prana büyük enerji, ya da Evrensel enerji ortaya çıkar ve duyumsanabilir hale gelir.
                3 :::   Rudra  Grandhi  =  Üçüncü düğüm noktası Ajna Chakra' nın bulunduğu noktadadır. Bu düğümün kapalı olması bizim ikilikler arasında bocalamamıza neden olur. Burada, güzel - çirkin, iyi - kötü yan yanadır, bu da karmaşık bir zihin yapısını meydana getirir. Kişi bu ikilikler içinde kararsız bir yapı ile düşüncelerinin peşinden gider ve egosunun baskısından kurtulamayarak ona yenik düşer.
            Diğer iki Grandhi' nin açık olması ve daha alt enerji merkezlerinin uyandırılarak saflaştırılması halinde Rudra Grandhi açılmaz ise ortaya çıkan Siddhi' ler (doğaüstü güçler) kişinin gelişiminin en önemli olayı haline gelir ve kişi bunların cazibesine kapılarak bazen tüm yaşamını bu yolda tamamlar. Rudra Grandhi' de açıldıktan sonra spritüel yaşamın olgunlaşması için engeller kalkmış olur.
                                              
                                                   Enerji merkezleri ve enerji değerlerini gösteren renkleri

Enerji Merkezleri, ve Renkleri

            Enerji merkezleri üzerine çalışırken bilmemiz gereken konulardan bir tanesi, ilk defa İshaac Newton tarafından bir delikten geçirilen güneş ışığının üçgen prizma üzerinde toplanması ve prizmadan geçen ışığın yedi ana rengi göstermesi ile oluşan Spektrum Solares ( renk tayfı ) olarak adlandırılan olaydır.
            Newton bu çalışmalarında sıra ile kırmız, turuncu, sarı, yeşil, camgöbeği, mavi ve mor renklerin ortaya çıktığını tespit etmiştir. Bu renkler ve renk sıralaması vücudumuzda yer alan Chakra’ ların renkleri ile ve renk sıralaması ile uyum içindedir. En alt enerji merkezi olarak kabul edilen Muladhara Chakra' dan başlayarak, çalışmalarda duyumsanan, yada duyumsanması istenen renkleri şöyle sıralayabiliriz.
Muladhara  Chakra         Kırmızı
Swadhistana  Chakra      Turuncu
Manipura  Chakra           Sarı
Anahata   Chakra            Yeşil
Vishuddha  Chakra         Cam göbeği ( Çivit Mavi )
 Ajna   Chakra                   Mavi
Sahasrara  Chakra          Mor, ya da beyaz
            Bu renkleri enerji merkezleri üzerinde algılamak demek, o enerji merkezinin enerji boyutlarının farkına varmak demektir. Enerji merkezleri üzerinde bu farkındalığı yaratmak enerjinin ancak gözle görülebilir kısmı olan,  " görülebilen ışık "  olarak da adlandırılan 380  - 780 nm dalga boyutlarında olanların algılanmasıdır.

Elektromanyetik Radyasyon Spektrumu

            Buradaki çalışmalarımız açısından görülebilir ışık konusunu biraz açmak istersek, hepimizin bildiği gibi maddenin en küçük yapı taşının atomlar olduğunun kabul edildiğini hatırlamamız gerekir. Yapılan araştırmalar atomların çevrelerine enerji yaydıklarını ortaya koymuştur ve bu enerji elektromanyetik ışık, ya da elektromanyetik radyasyon olarak adlandırılır. Bu ışınlarda fotonlardan meydana gelmiştir, ışık hızında hareket edebilen dolayısı ile kütleleri olmayan enerjilerdir, belli dalga boyları ve frekansları vardır. Bu özellikleri onların farklı şekillerde güçlerinin olduğunu ortaya koyar, yine bu özellikleri ile bizim tarafımızdan algılanabilirler ya da algılanamazlar. Enerjinin bu özellikleri " Elektromanyetik Radyasyon Spektrumu "  nu meydana getirir ve enerjinin yelpaze gibi açılabilecek bir yapısının olduğunu ortaya koyar. Dalga boyutlarına göre şimdilik bizim bildiğimiz bu alan 180  -  2000 nm arasındadır. Bunun bir ucunda radyo dalgaları, mor ötesi, görülebilir ışık, diğer ucunda kızıl ötesi,  x , ve gama ışınları yer alır.  Enerji çalışmaları yapılarak konsantrasyon ve farkındalık artırıldığında zihnin Chakra’ lar üzerinde görülebilir ışık spektrumunu algıladığı fark edilir ve düzenli çalışmalarla farkındalık alanının genişlediği tespit edilebilir.
            Elektromanyetik ışınımlar geçtikleri noktalara enerji aktarırlar ve onların enerjisini kendi enerjileri ile uyumlarlar. Taşıdıkları enerji, parlaklık olarak algılanan frekansları değerleri ile doğru orantılı, dalga boyutları ile ters orantılıdır. Enerji merkezi üzerine odaklanılarak onun rengi duyumsanmaya başladığında zihinsel dalga boyutları ile enerji merkezinin dalga boyutları uyum içine girer. Bu uyum enerji merkezinin gücünün zihinsel olarak bir noktadan diğerine taşınmasına ve enerjisini taşınan noktada etkisini gösterebilmesine imkan sağlar. Chakra' lar üzerine yapılan çalışmalarda ilk önce görülebilen ışık olarak adlandırılan renk spektrumu içindeki yeri algılanarak bu enerji boyutunun karakter yapısı özümlenmeye, zihinsel olarak görselleştirilmeye ve ona hükmetmeye çalışılır. Bu çalışmalarda başarıya ulaştıktan sonra istenilen noktaya taşınarak kullanılabilir hale gelir.

Chakra' ların Enerji Boyutları

            Yukarıda da söylediğimiz gibi her enerji merkezinin kendisine özel enerji boyutları, çalışmalarda görselleşen ya da görselleştirilmesi istenilen renkleri vardır. Dikkat, enerji merkezi üzerinde tutulduğunda görselleşen renk o Chakra’ nın enerji değerlerini yansıtmaktadır, bunun için de duyumsanan renklerin ayrı bir değeri vardır.
                Muladhara Chakra, ( Kök enerji merkezi)  renginin kırmızı olduğu ortak kanı olarak belirtilmektedir. Yapılan çalışmalarda da parlak kırmızı renkte algılanması istenilir. Kırmızı renk 740 - 625 nm dalga uzunluğunda ve 480 - 504 THz frekans boyutunda enerji aralığına sahiptir.
                Swadhistana Chakra, ( Karın enerji merkezi ) renginin turuncu olduğu ortak kanı olarak belirtilmektedir. Bu enerji merkezi üzerine yapılan çalışmalarda da parlak turuncu renk olarak algılanması istenilir. Turuncu renk 620 - 590 nm dalga uzunluğunda ve 510 - 480 THz frekans boyutunda enerji aralığına sahiptir.
                Manipura  Chakra, ( Göbek enerji merkezi ) renginin  sarı olduğu ortak kanı olarak belirtilmektedir. Çalışmalarda parlak sarı rengin duyumsanması istenilir. Sarı renk 590 - 565 nm dalga uzunluğuna ve 530 - 510 THz arasında frekans boyutlarına sahiptir.
                Anahata  Chakra, ( Göğüs enerji merkezi ). Ortak kanı olarak renginin yeşil olduğu kabul edilmektedir. Bu enerji merkezi üzerine yapılan çalışmalarda da parlak çimen yeşili rengin duyumsanması istenilir.  Yeşil renk 565 - 500 nm aralığında dalga uzunluğuna ve 600 - 530 THz arasında frekans boyutlarında enerji aralığına sahiptir.
            Vishuddha  Chakra  ( Boyun enerji merkezi ) Ortak kanı olarak cam göbeği mavi renk ( çivit mavisi ) olduğu kabul edilmektedir. Yapılan çalışmalarda da bu renk enerji merkezinin üzerinde görselleştirilerek duyumsanmaya çalışılır. Çivit mavi ( Camgöbeği ) rengin dalga boyutları 500 - 480 nm aralığındadır, frekans değeri ise 620 - 600 THz aralığında yer almaktadır. Vishuddha Chakra' ya odaklanılarak mavi renk görselleştirildiğinde zihin bu frekans boyutlarına ve dalga uzunluklarına uyulmanmış olur.
            Ajna  Chakra ( Üçüncü göz, bilgeliğin gözü ) Bhrumadhya noktasına, yada Ajna Chakra' ya odaklanıldığında duyum sanılması istenilen renk parlak ışınımlar içinde olan mavi renktir. Ortak kanı olarak da bu enerji merkezinin renginin mavi olduğu kabul edilir.  Mavi renk 585 - 440 nm dalga uzunluğunda,  680 - 620 THz arasında frekans boyutunda enerji aralığına sahiptir.
            Sahasrara Chakra ( Taç enerji merkezi ) Ortak kanı olarak renginin mor olduğu kabul edilse de tüm renkleri barındırdığı ya da saf beyaz bir renkte olduğu da kabul edilmektedir. Mor renk görülebilir ışık spektrumu içinde dalga boyutları en düşük, frekans değeri ise en yüksek renk olma özelliğindedir.  Mor renk 440 - 380 nm arasında dalga uzunluğuna, 790 - 680 THz arasında frekans boyutlarına sahiptir.